16 Temmuz 2009 Perşembe

11 TEMMUZ 2009 TRAKYADA BAL SAĞIMI

10 çıta alabilen bal sagım makinası. Büyük kolaylık. Bal sagdık ama içinde Trakya ayçiçek balı yoktu. Herkes önceden kovanında götürdüğü balları süzdüde denilebilir.



Bu sene ilk defa görüp kullandıgımız iki makina. Birisi sır alıyor birisi ise bal süzme makinası . Sır makinası çok harika bir şey, anında sır alınıyor, ellen üç dört dakika süren çıta 5 saniyede sırsız oluyor. Yanlız çıtanın iyice ballı olması gerekiyor derin sırları alamıyor. Arıcılar için büyük kolaylık, büyük arıcılar için desem daha iyi olur.






İkinci makina ise bal süzme kazanı veya makinası deyin, istediginiz turda dönebilen, bir kasa balı bir turda hiç çevirmeden iki yüzünü süzen şahane bir şey. Bizim malzemeciler milattan önceki makinaları yapmaya devam ediyorlar.


Bu makinalar fazla arısı olanlar için ideal bir şey. Geçen sene ben Pınarhisarda, eski makinayla 800-900 çıta bal süzdüm. Şimdi yaptıgımız işe bir bakalım. Bir çıtayı süze bilmeniz için en az üç kez makinaya sokup çıkaracaksınızki petekleri kırmadan her yüzü süzülebilsin. Bu dışardan işten anlamayanlara çok basit gelebilir. 800 çıta balın üç kez makinada çevrilmesi 2400 kez eder, bu sayıyı bir iki üç diye saysanız bile üç buçuk saatte sayarsınız. Birde bu işi yaparken geçen zamanı düşünün.Bu makinaları imalatçılar kesin görüyorlardır , bir sürü yere gidip fuarlara niye katılırlar anlamak mümkün degil. Hala çag dışında kalmış malzeme üretmeyede devam ediliyor. Bu sagım makinasına 10 çıta balı koyuyorsunuz bir seferde iki yüzünü süzüp veriyor. Bu mütiş bir kolaylık.



Sagımda yaşadıgımız olumsuzluklardan birisi ise alınan balların içindeki arılar çıksın diye akşam üzeri bal kasakarının üzeri açıldı. Erken açmışız içerdekiler çıkıp dışardakilere de haber verince durum acayip oldu, bu iş aslında çok tehlikeli yagmaların fitilinin ateşlenmesiydi. Normal şartlarda bu mevsim ve tarihte arı bu bala yönünü dönüp bakmaması gerekiyordu ama bu sene Trakyada ayçiçekleri bal vermedi. Benim 6-7 sene öncesi bir tecrübem vardı, her hafta ortası yagmur yagıyordu: Bizde hafta sonu arılara gidiyorduk arılar bizi yiyordu, bu senede aynısı. Haziran 30 gibi gittik iki sefer yagış birde afet oldu. her yayış en az üç gün nektarı kesiyor, tam nektar gelirken bir yagış daha arı çıldırıyor bu sefer çiçek var bal ve nektar yok. Arının saldırması ve yağma yapması bundan kaynaklanıyor.





Mustafa Kabaoğlu hocamıza abi petekleri dışarda yalatmayalım arıyı yoldan çıkarmayalım dedim beni dinlemedi, zaten arı yoldan çıkmış, bu teşvik yerine geçecek. Adı ise teşvik yalatmasıymış::))


Arıcılıkta istenmeyen olaylara elimizle çanak tuttuk, her kovanın önündede arı ölüleri vardı. Tüm kovanlar zaten biz gitmeden yağma olmuş bizde biraz daha tetikledik.

2 yorum:

yusuf şimşak dedi ki...

SLM...

Sayın Bakanım.

Böyle petek yalatacağınızı bilseydim benim kovanlarıda yakınlara biryere koyardım.Yanlış anlaşılmasın maksat size yardımcı olmak.Bizim işçileride çalıştırırdık değil mii.

ARICI ALİ TÜRK VE ARICILIK BİLGİLERİ dedi ki...

Zaten Mustafa hocada fatura altı edek adam arıyor gelde faturaları karşıla::))

Benim arılarım bir tanesi başkasının ne kovanına nede balına dokunur::))